reklam
reklam

Geleneksel kadim lezzet

Eklenme Tarihi: 9 Ağustos 2022, Salı - 22:16   Okunma Sayısı: 77695
Yüzlerce yıl öncesine ait geleneksel tariflere dayanan ve Muharrem ayının 10. günü ihya ettiğimiz Aşure günü, kültür mirasımızın vazgeçilmez bir parçası.

 

Anadolu’nun geleneksel tatlılarının bir lezzet harmanı olan aşure, Anadolu mutfağının kültür mirasını yaşatmaya devam ediyor. Bu kültür mirasını korumak, eşsiz lezzetleri gelecek nesillere taşımak için her yıl aynı dönemde kazanlar kaynamaya başlıyor. Aşure, kültürel mirasımızın bir parçası, maneviyatımızın temel taşlarından biri olmasının yanı sıra mutfak sanatımızın da doruğa ulaştığı bir lezzet harmanı. Muharrem ayının 10. günü ihya ettiğimiz bu kutlu gün Müslümanlar için çok değerli ve özel anlamlar içeriyor. Muharrem, İlahi bereket ve ihsanın bollaştığı bir ay olarak maneviyatın çok fazla olduğu günlerden birisi. Muharrem’in 10. günü aşure günü olarak adlandırılıyor ve Müslümanlar bu özel günde çok özel bir tatlı hazırlıyorlar. Bu kadim ve kutlu ayın diğerleri arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, aşure gününün de diğer günler içinde bereketli bir yeri var. Muharremin ilk on gününün Allah katındaki seçkin yerini ise Fecr Suresi'nin ikinci ayetinde geçiyor. İslami inanca göre Muharrem ayının onuncu günü Nuh, Büyük Tufan'dan sonra karaya ayak bastığında elinde kalan son malzemelerle bu tatlıyı yaptığına inanılıyor.

Aşure hazırlamak maharet istiyor

Anadolu lezzetlerinin her birisinin bir kahramanlık hikayesi bulunuyor. Bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Anadolu’nun değişik lezzetleri, Aşure yemeğinde buluşuyor. Anadolu’nun lezzet harmanını damağınızda hissedebileceğiniz geleneksel bir tatlı olan aşure, usta ev hanımlarının maharetli ellerinde doyumsuz bir tada dönüşüyor. Aşure hazırlamak gerçekten de ustalık ve maharet isteyen bir iş. Aşureyi evde yapmak istenler bu işin püf noktalarını kuşaklardan kuşaklara aktarıyor. Öncelikle aşurenin içine katılacak baklagilleri ve meyvelerin ayrı ayrı haşlanması gerekiyor. Su miktarını iyi ayarlanması ve aşure pişirmenin püf noktalarından birisi. Toz tarçının ve incirin aşurenin rengini değiştireceği için konma zamanın iyi ayarlanması gerekiyor. Yoksa aşureniz kapkara olur. Ayrıca kabuk tarçın koyacak olanlarında bu katkıyı aşureyi ateşten aldıktan sonra yapması gerekiyor.

Geleneksel kalıplaşmış bir tarifi yok

Aşurenin belirli bir tarifi yok. Ana malzemelerinin haricinde, yapanın doğaçlamasına ve maharetine kalmış bir durum. Bu nedenle aşure Anadolu'da bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Geleneksel olarak en az yedi ana maddeden oluşması gereken aşure'ye yöresel olarak ilave maddelerde eklenebiliyor. Bazıları adından dolayı 10 madde ile yapılması gerektiğini söyledikleri aşure bazı inançlarda 12 madde kullanarak hazırlanıyor. Temel olarak su, buğday, nohut, toz şeker, fasulye, pirinç kullanılarak yapılan aşureye süsleme amacı ile ceviz, çam fıstığı, badem, nar, susam ve tarçın gibi kuruyemiş, meyve ve baharatlar ilave ediliyor. Aşure Türkiye'nin mutfak geleneğinin yanı sıra çevredeki ülkelerin çoğunda, Hristiyan ve Yahudi kültürlerin bir parçası olarak da çeşitli isimler altında hazırlanıyor. Ermeni ve Rum kültüründe de yer alan aşure, anuş-abur ve koliva adlarıyla yapılmakta. Alevi, Bektaşi kültüründe, Kerbela Savaşı'nda Hz.Hüseyin'in öldürüldüğü günde aşure pişirilmesi ile aşurenin hiçbir hayvansal ürün içermemesi arasında bağlantı kurulur ve şiddetin genel olarak protesto edildiği ifade edilir.

Peygamberlerin oruç günü

Peygamberimiz (sas) “Aşure günü peygamberlerin oruç tuttukları bir gündür. Siz de o gün oruç tutunuz.” buyurmuştur. Aşure, Yahudilerin de oruç tuttuğu, saygı gösterdiği bir gün. Peygamberimiz (sas), Medine’ye hicret edince Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Nedir bu diye sorduğunda, “Bu büyük, hayırlı bir gündür. Bugün, Allah’ın Musa’yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtardığı, Firavun’u ve adamlarını suda boğduğu, Musa’nın da buna şükür olarak oruç tutmuş olduğu bir gün. İşte biz bugün bunun için oruç tutuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Ben Musa’ya ve onun orucunu tutmaya, sizden daha yakın, daha layığım” buyurdu.

Aşure orucu bir yılın kefareti

Peygamberimiz (sas), aşure günü oruç tutmaya hem kendisi devam etti hem de bunu Müslümanlara tavsiye etti ve “Aşure günü orucu bir yılın kefaretidir. Sağ olursam gelecek yıl dokuzuncu gününü de inşallah oruçlu geçireceğim. Dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz.” buyurdu. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutup tutmamakta Müslümanlar serbest bırakıldı. Efendimiz, “Aşure günü Allah’ın günlerinden bir gündür. O gün orucunu tutmak isteyen tutsun, bırakmak isteyen de bıraksın.” buyurdu. Muharrem, ileriki dönemde Sevgili Peygamberimiz’in (sas) ciğerparesi Hazreti Hüseyin (ra) Efendimiz’in bu ayda şehid edilmesiyle Müslümanlar için acı bir hatıranın yıldönümü de oldu.

Aşure bolluk bereket anlamına geliyor

Anadolu’nun her köşesinden getirilen doğal malzemelerle hazırlanan aşure lezzet ustaları elinde herkesin ağzını tat bırakan bir ziyafete dönüşüyor. Aşure ayı olarak da bilinen Muharrem ayında bolluk ve bereketin simgesi aşurenin en lezzetli adresi İstanbul'un bilinen tatlıcıları oluyor. Her yörenin kendine özgü gelenekleriyle bütünleştirdiği, bereketin sembolü olan aşure, lezzet ustalarının 70-80 yıllık deneyimleriyle birleşerek eşsiz bir tada dönüşüyor. Aşure yapımı için tüm malzemeler doğal ve katkısız olarak Anadolu’dan tatlı ustalarının tarifinde buluşmaya geliyor. Antep’ten buğday, Uşak’tan şeker, Isparta’dan gülsuyu, Malatya’dan kayısı ve Mersin’den kuşüzümü getirilerek Bolulu Hasan Usta’nın özel tarifiyle yapılan aşureler, Nazilli’den gelen cevizlerle süsleniyor. Aşure içerisinde yer alan kuru üzüm, kuru incir, portakal kabuğu, tarçın ve susam da lezzet ustalarının farkını ortaya koyuyor.

Nuh tufanına dayanıyor

Oğulları olan, Sam, Ham ve Yasef kendisine iman etmelerine karşın Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. 1000 seneden fazla Allah'ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki çok zulme uğrar ve onların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah'a şikâyet eder. Allah, Hz. Nuh'a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail (as) kendisine yardımcı gönderir. Siz de evinizi aşurenin tadı ile bezendirin. Aşure tarifi ile en güzel aşureyi siz pişirin. Hz. Nuh emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah sonunda büyük tufanı koparttır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar. Ten nur'un kaynaması ile gemi hareket eder. Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam